Karamsarlık belki de
gökkuşağına yansıdı, sonbaharına vardı ömürler, kaburgası kırılan
adamın isyanları kadar cehennemsi ve kindar renkler... Kaf Dağının
ardına sürülmüş düşler… Kendilerine yabancı diyarlarda, gurbeti
iliklerine kadar yaşamış yürekler… Sızıların çığlığında kendi
ömürlerini tüketen acılar, bir masal kızının yüreğine sinmişler…
Ayaz vurmuş yokluklar, buz tutmuş umutlar arasında
kendini aramakta sessiz isyanlar… Nicedir göçlere gebe sevdalar,
yokluğun ıssız odalarında… Bir cehennem çökmüş yüreklere ve bir sızı
inceden inceye…. Dallarına soğuk vuran baharlar küsmüş nergislere… Bir
bulut inmiş gökten yere, sitemkar, hüzünlü… Buğulanmış gözler sevgiliyi
aramada amansız çırpınışlarla… Yokluklara inat kırık başlangıçlar
kapısını aşındırmakta masal kızı… Bilmeden hangi yürekte gizli sevdası…
Yürüyor masal kızı,yürüyor yüreğinde sızısı.. Bekliyor yoluna çıkacak aydınlığı.. Bekliyor ama bilmiyor ki yüreğinde ki açmazı…
Sessizce uzuyor yollar..Kim bilir belki çok uzak değil yarınlar… Peki ya zamanın ardına damlayanlar?..